Yeni biyoteknolojik ilaçlarda etik ikilem..

yeni-biyoteknolojik-ilaclarda-etik-ikilem

Yeni nesil ilaçlar çok yararlı ancak hastaya veya topluma yüksek maliyet çıkarıyor.


31 Ekim 2019 15:35

6. Türk Dünyası Tıp Kurultayı’nda konuşma yapmak üzere İstanbul’a gelen İsveç Kraliyet Teknoloji Enstitüsü ve Karolinska Enstitüsü’nden Science for Life Laboratuvarı kurucusu, ünlü biyoteknoloji uzmanı Prof. Dr. Mathias Uhlen, bilimde sessiz bir devrim yaşandığını belirtti ve biyolojik ilaçlara geçiş sürecini anlattı.

Prof. Uhlen proteinleri hedefleyerek kişisel tedavi olanağı sunan yeni nesil biyolojik ilaçların çok yararlı, ancak çok pahalı olduğunu belirterek, şu anda en büyük sorunun yüksek maliyet olduğuna dikkati çekti.

"Yeni nesil biyolojik ilaçlarda sorun maliyetin yüksek oluşu"

Prof. Uhlen sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu ilaçlar, ya kullanan hastalar için ya da toplumun geneline çok yüksek maliyet çıkarıyor. Dolayısıyla bundan sonraki dönemde en önemli hedefimiz bu ilaçları daha ucuza mal edebilmeyi sağlamak.

Tabii ki yeni biyolojik ilaçlar arasında maliyeti daha düşük olanlar da var.

Karşımızda şöyle bir etik ikilem var; Çok faydalı, etkililiği yüksek ilaçlar, ancak çok pahalı; dolayısıyla bunları kim kullanabilecek kim kullanamayacak?"

Biyolojik ilaçların açtığı yeni ufukları anlatan Prof. Uhlen süreci şöyle anlattı;

"Biyolojik ilaçlara geçiyoruz"

“Bilimsel ve tıbbi araştırma açısından gerçekten çok heyecan verici bir dönemden geçiyoruz. Özellikle de geleneksel kimyasal ilaçlardan artık direkt kandaki proteinleri hedefleyen kişisel tedavi imkanı sağlayan biyolojik ilaçlara bir geçiş var.

Başarıları daha yüksek. Bunun da sebebi hedefinin ve etkinliğinin daha belli olması. Şu anda kullanılan 10 ilacın 8’i biyolojik ilaç haline geldi.

Bunlar hangi hastalıkları hedefliyor derseniz, otoimmün hastalıklar başta geliyor. Ama kanser tedavisinde de bu ilaçların geleneksel ilaçlara kıyasla çok daha fazla kullanıldığını ve çok daha başarılı olduğunu görüyoruz.

Otoimmün hastalıkların başında ise sedef, MS (multipl sklerosiz) ve romatoid artrit geliyor. Bu hastalıklarda biyolojik ilaçlar gerçekten bir devrim yaratıyor.”

"Kanseri tespit etmek için yakında bir kan tahlili yetecek"

"Herkesin kanında kendi parmak izi var aslında. Bu da bilim dünyasını heyecanlandıran bir buluş oldu. Kişinin sağlıklı mı olduğunu yoksa bir hastalığa mı yakalanıyor olduğunu bu sayede takip edebiliyoruz.

Muhtemelen çok yakın bir gelecekte de insanlara her yıl bir kan tahlili yaptırarak, herhangi bir hastalık geliştiriyor mu geliştirmiyor mu bunu izleme şansımız olacak.”

Parmak izi gibi kandaki proteinin de kişiye özel olduğunu, bunun da başta kanser hastalığı olmak üzere pek çok hastalığa yakalanmadan önce önemli bir belirteç görevi yapacağını anlatan Prof. Uhlen;

“Kanserin birçok tipinde özellikle de erken teşhis için bize çok faydası olacak. Çünkü ne kadar erken teşhis edebiliyorsak o kadar iyi tedavi edebiliyoruz. Onun yanında Alzheimer hastalığının semptomlarını veya belirtilerini görebilmek açısından ya da ona benzer hastalıkların takibinde faydalı olacak. Ayrıca genel hastalıklar dediğimiz karaciğer yağlanması, diyabet gibi hastalıkları da henüz oluşmadan takip etmekte faydası olacak” diye konuştu.

İnsan protein atlası..

Araştırmalarına ait 550’den fazla yayını olan Prof. Dr. Uhlen, 2003 yılından bu yana 'İnsan Protein Atlas'ının oluşturulabilmesi için çalışıyor. 2015’te insan dokularında ve organlarındaki protein dağılımını gösteren Doku Atlası'nı, 2016’da hücrelerdeki insan proteinlerinin hücre içi konumlarını gösteren Hücre Atlası'nı, 2017 yılında da kanser hastalarının hayatta kalımlarının RNA ve protein seviyeleriyle nasıl ilişkili olduğunu gösteren Patoloji Atlası'nı tamamlayan Scince for Laboratuvarı’nın kurucusu olan Prof. Dr. Uhlen şöyle devam etti;

"20 yıldır bu çalışmaları yapıyoruz. Yapmak istediğimiz şey insan vücudundaki bütün yapı taşlarını ki, yapıtaşı derken proteini kastediyoruz, haritalandırabilmek. Bunların hem ilaç geliştirmekte hem de teşhisleri yapabilmekte bizlere katkısı olacak. En önemlisi de kandaki proteinlerin ne olduğunu tamamen anlamaya ve bunları haritalandırmaya çalışıyoruz. Bu noktada bildiğimiz bir şey var ki, insan kanında çok önemli 700 tane protein var ve bunlar teşhiste çok faydalı. Çünkü her bir insanın parmak izi farklı olduğu gibi kanındaki proteinlerin izi de farklı.”

Kaynak için tıklayınız


Facebookta paylaş Twitterda paylaş


Bu haberleri de okumak isteyebilirsiniz :

Okuyucu yorumları
Bu habere henüz yorum girilmemiştir.
Yorum yaz