Sinem Aral
Ecz. Sinem Aral
Var bu işte bir terslik..

Hepimizin hatırlayacağı gibi 2D karekod hayatımıza 2008-2010 yılları arasında oldukça da sancılı bir süreçle girdi. Bende bu sürecin ilk kısmında bir ilaç firmasında çalışıyor olduğumdan durumun onlar için çok daha zor olduğunu söyleyebilirim.

Neticede devler istemişti, o ya da bu şekilde karekod hayatımıza zerk oldu. Karekod için o dönem o kadar çok vaatler vardı ki; yıllarını bu sektörde geçirmiş insanlar için şok etkisi yaratan bir haberdi. Hani ufacık noktalı bir barkod nelere kadir demiştik.

Sözde bununla birlikte ülkemizdeki ilaç yolsuzluklarının, sahte ilacın, takipsiz ve gereğinden fazla ilaç kullanımının hep önüne geçilecekti. Evet, geçti de bir ölçüde..

Ama zemin uygun, niyet de bozuk olunca tahmin edersiniz olanları;

Hafta geçmiyor ki geri ödemeden bir ilaç çıkarılmasın, gün geçmiyor ki bir ilaç daha yoka girmesin; ya kamu kurum iskontosundan ya kurum fiyatından ithalatı durdurulan, üretimi sonlandırılan ilaç bilgileri gelmesin..

Ve son zamanların bolca konuşulan konusu bir kısım kanser ilacının eczane satışının kalkması, daha nicelerinin yolda olması ( ! ) ve tabi TEB’in kendine has ithal ilaç biriminden temin edilmesi gereken ilaçlardan bahsetmezsem olmaz.

Tüm bunlar hastaların, yani bu ilaçların sahiplerinin ilaca ulaşımına engel değil mi?

Hasta ne şekilde ve nasıl olursa olsun bu ilaçlara sahip olma isteğinde değil mi? Karekoduymuş, onayıymış, uygun SUT hükmüymüş; neyse ne verin şu ilacı demez mi?

Ona “ ilaç yok; geri ödemeden çıktı, firması da artık getirmiyor, fiyatı düştü artık kurtarmıyor diye üretilmiyor; bu ilaçlar artık eczanede satılmıyor” dendiğinde çıldırmaz mı?

Bahsi geçen ilacı en kaçak yoldan; fahiş fiyatlarla bırakın karekodu kutusuz bile; bulmuşken de birkaç tane alayım diye etrafa saldırmaz mı?

Şimdiii sizce geçebilmiş miyiz sahte ilacın önüne?

Geçebildik mi gereksiz ilaç alımının önüne?

Karekodunuz amacına ulaştı mı?

Her şey istediğiniz gibi mi?