Levent Evrim
Levent Evrim
Reçetesiz ilaçlar konusunda; kamu ve akademisyenler ne diyor?

Konu önemli; reçete dışına çıkarılacak ilaçlar konusuna devam ediyoruz. Bir ilaç sanayicisinin dediği gibi bu mesele 30-35 yıldır konuşuluyor. Anlaşılan o ki, artık sadece konuşulmakla kalmayacak ve bir sonuca bağlanacak. Çünkü bu kez devlet kanadı kararlı bir irade gösteriyor. Bahsi geçen rakam da 1000 ilaç..

Türk Eczacıları Birliği (TEB) geçen yıl "Reçetesiz İlaçlar Stratejik Yönelim Çalıştayı" adı altında iki çalıştay yaptı ve bu konuyu tartıştı veya aktivitenin adına bakarak söylersek; çalıştı.

3.11.2016 tarihinde Ankara'da yapılan ikinci çalıştaya, kamu, ilaç sanayi, kooperatif ve eczacı odalarından temsilciler ile akademisyenler katıldı. Reçetesiz ilaçlar konusuna taraf olan bu gruplar, konuyu enine boyuna konuştular, kendi pencerelerinden görüşlerini dile getirdiler.

TEB bu çalıştayların kayıtlarını bir kitap olarak yayınladı ve dijital olarak da web sitesine koydu ki, isteyen bütün eczacılar tartışmalardan haberdar olsun.

Buraya kadar çok iyi. Ancak şunu eklemeden de konuya devam etmek istemiyorum. TEB'in tüm iyi niyetine rağmen, iletişim kalitesi ve amacına ulaşma açısından ortaya çıkan dijital yayın, tam bir başarısızlık örneği.. Meslek büyüğümüz Hıncal Uluç'un tekrarlaya tekrarlaya dilinde tüy bittiği ifade ile "Bilgi grafiğe kurban edilmiş.."

Bulanık yazı karakteri, beyaz üzerine mavi yazı, yeni yönetmelikle ilaç prospektüsü yapsan ceza yiyeceğin kadar küçük punto ve okunması beklenen 95 sayfa..!

Bir göz doktoru dostuma gösterip fikrini sordum.. Cevabı şu oldu; "Sakın ha, gözlerini bozarsın.." E şimdi insan ister istemez merak ediyor, bu reçetesiz ilaç çalıştayının notlarını buraya eczacılar okusun yararlansın diye mi koydular, iş olsun diye mi?

Diğer yandan zarf berbat ama mazruf önemli. O nedenle bu çalıştayda konuşulanlar, tüm eczacılar tarafından bilinmeli, tartışılmalı, eczacı tabanı yaşanacaklar hakkında fikir sahibi olmalı..

Bugün çalıştayda temsil edilen kamu ve akademisyen tarafının görüşlerinin önemli kısımlarını özetleyerek aktarmaya çalışacağım;

Kamu ve akademisyen kesiminin görüşleri:

Çalıştayda aynı masada bulunan kamu ve akademisyen kesiminin görüşlerini Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden Prof. Dr. Levent Üstünes şöyle açıkladı:

"Reçetesiz ilaçların avantajları ve dezavantajları bize soruldu, masamızda şu görüşler ortaya çıktı:

Bir kere mümkün olsa keşke bütün ilaçlar reçeteli, reçetesiz hepsi hekim danışmanlığı altında onun önerisiyle onun reçetelemesiyle gelse ama tüm dünyada görüyoruz ki yavaş yavaş mecburen bir reçetesiz ilaca geçiş var.

Bunun ülkemizdeki uygulamasının bizim toplumumuzun okur yazarlığına ve sağlık okur yazarlığına en uygun yöntemle olması gerekiyor şeklinde bir düşünceye sahip bizim masamız.

Bunu da daha önce yerleşen terminolojiye göre tezgah arkası ilaç dediğimiz veya sadece eczacı ilacı (pharmacist only) behind the counter denen sistemle olması gerektiğinin vazgeçilmez olacağı düşünülüyor.

Bu olmazsa çok ciddi sorunlar çıkabileceği, toplumun bu düşük sağlık okuryazarlık düzeyiyle çok ciddi toplumsal sorunlara yol açacağı ve bunun toplum için zararlı olacağı, bireyler için zararlar olacağı düşüncesi var bizim masamızda.

Dezavantajlar; yan etkiler. Eğer eczacı yeteri kadar başarılı olamazsa, yetkin davranamazsa bu tezgah arkası ilaç uygulamasında, o zaman ciddi sorunlar çıkabilir düşüncesi var. Bu bir dezavantaj.

Eczacının bugünkü eğitim düzeyinin ve alışkanlıklarının bu uygulama için yeterli olup olmadığı düşünülüyor ve bunun şu anki haliyle yeterli olmadığı, kültürün, uygulamanın, meslek uygulamasının sahada buna uygun olmadığı ve bunun mutlaka yerleştirilmesi gerektiği düşünülüyor. Bu olmadığı için bir dezavantaj.

Dar gelirli vatandaşlarımızın ilaca erişiminin kısıtlanması diğer bir dezavantaj. Çünkü belli kalemler OTC'ye kayınca BTC olarak söylüyorum halk cebinden ödemek durumunda kalacak bunları. Dünyadaki uygulamaları bu şekilde ve insanların ödeme gücü düşük olan grupların buna ulaşamayacağı şeklinde bir sorunla karşı karşıya kalabiliriz.

Daha da önemlisi eğer eczacıyı iyi yetiştiremezsek ve onun elinde eczacıya yönelik kılavuzlar veremezsek, örneğin bir reflü hastalığında gelen insanda alarm semptomlarının neler olduğunu kılavuzlarla tanımlamış değilsek eğer, eczacıya yeteri kadar yardımcı olamamışız demektir ve sorumluluğunu haksız yere arttırmış oluruz.

Yani eczacı hangi rahatsızlıklara müdahale edeceğini bilmeli. Bu rahatsızlıklarla ilgili alarm semptomlarının neler olduğunu kılavuzlarla bilmeli.

Örneğin reflüde belli bir yaşın üzerinde mi hasta, daha evvel mide kanaması geçirmiş mi gibi bir takım alarm semptomları varsa hiç ilaç vermeye yeltenmeden, İngiltere'de olduğu gibi örneğin, doğrudan hekime yönlendirmesi lazım, herhangi bir BTC ilaç uygulamasına geçmemesi lazım.

Dolayısıyla bu kılavuzlar olmadan, bu da bir bütünün parçası, bunların olmaması bir dezavantaj, dolayısıyla bunların da yerine getirilmesi gerekiyor. Eczacının görev yetki ve sorumluluklarının, kanun, yönetmelik ve meslek uygulama standartlarının buraya kadar getirilmesi ve yerleştirilmesi gerekiyor.

Eczacı ne yapar ne yapmazın her yerde standart hale getirilmesi gerekiyor.

Avantajlarına geçiyorum. Bir kere meslek açısından baktığımızda eczacılık eğitimi çok ağır bir eğitim ve toplum bir bedel ödüyor eczacıları eğitmek için. Eczacının topluma vereceği hizmetlerin görünürlüğü ve vazgeçilmezliği artacak eğer bu iş olursa.

Ödeyebilen hastalar çerçevesinde baktığımızda, ödeyemeyenler için büyük bir sıkıntı olduğunu şimdiden söylüyorum.

Dişi ağrıyan hasta, eczaneye gidip o ağrı kesiciyi alamayacak, dolayısıyla o dış ağrısını çekmek zorunda kalacak, böyle çok örnekler var. Diş hekimine gidip dişini çektirmeyip iple kendi dişini çeken birisiyle karşılaştım ben geçen hafta.

Dolayısıyla bu toplumun bu gerçeklerini de unutmamamız lazım.

Eczaneye sıcak para girecek bu bir avantaj eczane için ama dezavantaj vatandaş için, ödeyemeyen için.

Aile hekimlerinin yükü azalacak zaman içerisinde. Eğer bu kılavuzlarla bu iş çok iyi oturursa, yerli yerine gelirse aile hekimlerinin yükünde bir azalma olacak. Aile hekimlerinin topluma daha kaliteli hizmet vermesini teşvik edecek.

Bu bağlamda bakıldığında, biliyorsunuz serbest eczaneler birinci basamak sağlık hizmet sunucuları. Birinci basamakta eczacının vazgeçilmezliğini arttırdığı gibi eczacı hekim işbirliğini artırarak, toplumun almış olduğu sağlık hizmetinin kalitesinin artmasını sağlayacak bu hizmet diye düşünüyoruz." 

Yazarın önceki yazıları