Egemen Büyükkaragöz
Av. Egemen Büyükkaragöz
Endikasyon dışı mı, içi mi?

İlk yazıma; özellikle kanser hastalarını ve "Endikasyon Dışı İlaç" başvurularını ilgilendiren, davacı avukatı sıfatıyla yer aldığım, önemli bir mahkeme kararıyla  başlamak istiyorum.

1958 doğumlu bir kadın. Yıllarca SGK'lı olarak çalışmış. 2009  yılında meme kanserine yakalanmış. Sonra  bir de hasta haliyle oğlunu  Şırnak’ a asker yollamış.. Bu ülke için! İşte O oğul ,  benim askerlik arkadaşım.

Birlikte 2011 yılında, Anayasaca bizlere tanınan ‘’Hakkımız’’ uyarınca Türk Silahlı Kuvvetlerinde aynı safta yer aldık. Bir kaç yıl sonra durum biraz farklıydı.  Bu kez Anayasaca tanınan diğer haklarımızın temini için yine mücadele etmemiz gerekiyordu.  Sağlık ve tedavi alma hakkının tanınması mücadelesi..

Endikasyon dışı ilaç başvurumuza kurumun cevabı: RED !

2009 yılında Meme kanserine yakalanmış olan anneye, "Pertuzumab" etken maddeli  bir ilacın uygulanması gerektiği rapor edilir. Bu ilaç , Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi ( FDA) ve birçok gelişmiş ülke tarafından onaylanmış olmasına rağmen henüz Türkiye’de Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılmamıştır.

Bunu öğrendiğimizde, hemen ümitsizliğe kapılmayalım, nasıl olsa Anayasa tarafından koruma altına alınmış bir  "Sağlık ve tedavi alma hakkı"'mız var dedik ve "Pertuzumab" etken maddeli bu ilaç için, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna, "Endikasyon Dışı ilaç" başvurusu talebinde bulunduk. Kurumun kararı çabuk geldi. Kurum talebimizi reddetmişti.

Biri öbüründen daha mı üstün?

Anayasa tarafından vatandaşlara  tanınan "Askerlik Yapma Hakkı", yine Anayasa tarafından vatandaşlara  tanınan "Sağlık ve Tedavi alma Hakkı" 'ndan üstün müydü?  Sağlık ve tedavi alma hakkı Anayasaca tanınmış olan ve uyulması zorunlu olan bir hak değil miydi? İkisi de Anayasa'da yer alıyordu. Bu duygular içindeydik..

Müvekkil hastanın tek bir şansı vardı. O da iyi ki vardı. Satılacak bir ev..! Kutusu 10.000 TL civarında olan bu ilaç, müvekkil hastaya toplamda yaklaşık  150.000 TL ye patladı. Müvekkilim evini sattı ve ilaçları kendi imkanlarıyla yurtdışından getirtti.

Harp Değil;  Hukuk Mücadelesi

2011 yılında oğul ile asker ocağında omuz omuzaydık. Bu kez yıllar sonra yine omuz omuzayız. Kime karşı? Vatandaşı olduğumuz, derdiyle üzülüp,  sevinciyle güldüğümüz, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna (TİTCK) karşı.

İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun Endikasyon dışı ilaç başvuru talebimizi reddetmesi üzerine hasta müvekkilin avukatlığını üstlenerek, Kurumun red kararının iptal edilmesi amacıyla dava açtık.

İdare Mahkemesinde görülen davada, masaya koyacağımız birçok hukuki sebep vardı. Tek bir duruşma yapıldı ve sonunda mahkeme TİTCK‘nın reddetiği işlemi İPTAL etti hem de oy birliği ile. Yani "Endikasyon Dışı İlaç" başvurumuz mahkeme kararıyla oy birliği ile  kabul edilmiş oldu.

Karar gerekçesi çok önemli. Karar, ‘’İlaç ile ilgili sorumluluğun doktora ait olduğu, hangi ilacın kullanılacağına hastanın doktorunun karar vereceği, doktorun istediği ilacı idarenin temin etmesi gerekeceği’’ üzerinde temellendirilmişti.

Bu çok önemli bir gelişme ancak hemen belirtelim ki bu karar sadece dava açan kişiyi ilgilendirmektedir. Endikasyon Dışı İlaç başvurusu reddedilen hastalar, bu Red işlemini iptal ettirmek istiyorsa dava açmalıdır.

Bildiğimiz kadarıyla bu dava sonucunda oluşturulan karar, bu alanda emsal tek karardır.

Mahkemenin bu gerekçesi bana göre;   sadece bu ilaç için değil diğer tüm ilaçlar için de geçerli kabul edilebilir.

Sonrası da var

Bakın sonra neler oldu: Davalı kurum bu kararı Danıştay’a taşıdı, hem de yürütmenin durdurulması talebiyle! Birkaç gün önce Danıştay'ın ilk kararı elime ulaştı. Danıştay, davalı kurumun yürütmenin durdurulması talebini, yine oy birliği ile uygun görmemişti.  Kararda kurumun talebinin reddine diyor. Yani yürütme durdurulmayacak..

Şimdi Danıştay'dan gelecek son kararı bekliyoruz. Kararda  "ONANMASINA’’  ibaresini gördüğümüzde biz kuşkusuz çok sevineceğiz. Ancak bu karar Kurumun Endikasyon Dışı İlaçlar" uygulamasında da dönüm noktası olacak. Bakalım neler olacak..?!

Yeni yılın herkese sağlık ve mutluluk getirmesini ve ’’Adamı kanser eden’’  ilişkilerden  kurtarmasını temenni ediyorum.