İstanbul Eczacı Odasında bu hafta sonunda yapılacak olan seçimler, sadece bir meslek odasındaki yönetim organlarının vakti gelince yapılan rutin seçimleri değil. Bu seçimler hepimizi ilgilendiren son derece önemli, bir sosyal deney olacak.
İstanbullu eczacılar, ön planda yönetim kurulu ve oda başkanını seçerken geri planda bir hayat görüşünü oylayacaklar.
Bu seçimlerde, vaktiyle konulan bir sosyal kuralın, hayatın gerçeklerine uyup uymadığı test edilecek. Test sadece eczacıları değil herkesi ilgilendiriyor, çünkü bir siyasal partimiz de aynı konuda sıkıntılı. Onlar da önceden konulan bu kuralı tabandan tepki çekmeden nasıl etsek de kaldırsak, hiç değilse gevşetsek diye formül arıyorlar şimdilerde..
Sözünü ettiğimiz konu 3 dönem kuralı..
İstanbul Eczacı Odası seçimleri şimdi bu kuralın ne kadar gerçekçi olduğunu test edebilmek için bulunmaz bir fırsat. Olaylar öyle gelişti ki, bu kez doğrudan tabanın kendisine sorulacak; "Kardeşim siz bu en fazla 3 dönem seçilme kuralını istiyor musunuz, istemiyor musunuz?"
Konuyu aydınlatabilmek için önce odadaki durumu bir özetleyelim:
İstanbul Eczacı Odası'nın yönetimi uzun süredir "Çağdaş Eczacı Hareketi" adlı grubun elinde. Bu grubun yönetimi ile ilgili kararları alan İÇEM adında bir de meclisi var. Bu meclis vaktiyle bir karar almış. Demiş ki kimse 3 dönemden fazla arka arkaya başkan olmasın.
Geçen dönem seçimlerinde çarşı karışmış. 3 dönemdir başkan olan Semih Güngör yeniden aday olmak isteyince bir grup eczacı hayır demiş, yönetmelik kararı var artık aday olamazsın. Olurdu olmazdı derken İÇEM izin vermiş Güngör 4. kez başkan olmuş, hayır diyen eczacılar ise meclisi ilkesizlikle suçlayıp gruptan kopmuşlar ve "İstanbul Eczacı Hareketi" ni kurmuşlar. 3 dönem kuralının uygulanmasını bu denli önemsiyorlar..
Semih Güngör, bu dönem 5. kez başkan adayı olmak isteyince meclis hayır dedi, sen dört dönem başkanlık yaptın ve oda Genel Sekreteri Levent Şadi Alemdar'ı başkan adayı yaptı. Güngör de "ama taban beni istiyor" ana fikrini de ihmal etmeden, buruk bir mektup yayınladı ve aday olmayacağını açıkladı.
Sonra ne olduysa oldu, 2 hafta sonra ben vazgeçtim, başkanlığa adayım diyerek listesini açıkladı.
İşte İstanbul Eczacılarının önündeki tablo budur..
Her 3 adayın da eczacıların mesleki sorunlarına çözüm adına, birbirlerinden farklı olarak söyledikleri pek bir şey yok, Böyle olması doğal, çünkü her 3 aday da hayata aynı pencereden bakıyor, aynı sosyal grubun içinden çıkmış..
Karşı karşıya gelmelerinin ortak paydası, eczacıların sorunlarının çözümüne farklı bir metodoloji ile yaklaşmaları filan değil.. Sadece 3 dönem kuralı..!!
İstanbul Eczacılarının ellerinde şimdi çok önemli bir fırsat var. İyi niyetle konduğu tartışmasız olan bir kuralın hayatın gerçeklerine ne kadar uyduğunu ölçecekler..
3 dönem kuralı ne kadar gerçekçi, ayağı ne kadar yere basıyor?
"Hiç kimse yeni kuşağın önünü tıkamasın, kimse 3 dönemden fazla yönetimde olmasın" mı?
"Biz hizmetin kalitesini oyluyoruz, kaç dönemdir başkan olduğundan bize ne" mi?
Madem ki demokrasi filan diyoruz, o zaman taban yani halk, bakalım neye karar verecek..!
3 dönemciler kazanırsa ilke kararının ne kadar doğru alındığını, tabanın da zaten böyle düşündüğünü anlayacağız.. Yok eğer kaç dönemdir başkan olunduğunun ne önemi var diyenler, yani Semih Güngör kazanırsa, bu kuralı koyanların şapkalarını önlerine alıp bir kez daha düşünmeleri gerekecek. Özellikle yeni kurallar koymaya niyetlendiklerinde..
İstanbul'daki bu oda seçimleri sadece eczacıları değil herkesi ilgilendiriyor demiştim.. Öyle, çünkü biliyorsunuz bir siyasi partimiz de vaktiyle böyle bir kural koymuştu, muhtemelen seçmene hoş görünmek için. Şimdi hep birlikte göreceğiz; seçmen iktidardakilerin ne kadar zamandır iktidarda olduğu ile ne kadar ilgili..?
7 bin deneklik bir laboratuar çalışması olacak..