Levent Evrim
Levent Evrim
1000 ilaç reçetesize çıkarsa..

Serbest eczacılık sisteminin üzerinde esmekte olan değişim rüzgarı, şimdilik meltem tadında, henüz acıtmıyor, üşütmüyor. Ancak ufukta görünen o ki, meltem birkaç ay sonra yerini poyraza bırakacak.. Sürecin, Kasımdan itibaren her an başlamasını bekleyebiliriz. Poyrazı başlatacak olan, reçete dışına çıkarılacak ilaçlar listesi ve bunun uygulama şekli olacaktır.

Olası tüm etkileri ile birlikte bakıldığında, sistemin üzerinde 2005 yılında SSK ile yapılan ödeme anlaşması kadar etkili olacağını söylemek mümkün. Ekim ayında yapılacak olan Türk Eczacıları Birliği (TEB) kongresi, bu nedenle her zamankinden çok daha önemli.

Yeni TEB yönetimi koltuğuna oturduğunda, patlamaya hazır bir bombayı da kucağında bulacak. Yeniden kazanırsa şimdiki yönetim veya var olan yönetimi değiştirmeyi becerebilecek olan yeni yönetim. Buraya bir mim koyun.

Türkiye Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, Mayıs ayında, Eczacılar Günü nedeniyle yayınladığı bildiride önemli bir bilgiyi paylaştı. Yürütülen çalışmaların reçetesiz ilaç kategorisindeki ilaç sayısının 87’den 1000’li rakamlara kadar çıkartılmasına yönelik olduğunu söyledi.

Pazardaki aktif ilaç sayısı son verilere göre 8.235. Bunlardan 1000 tanesinin reçetesiz olarak satışına izin verilmesinin pratikteki ifadesi yüzde 12 dir. Portföyün yüzde 12'sini reçete sisteminin dışına çıkarıyorsanız bunun önemli sonuçları olacaktır.Ayrıca çok ciddi başka sonuçların oluşmasına da zemin hazırlayacaktır. Bu arada sözü edilen bin sayısı, etken madde itibariyle mi, yoksa her bir formu ayrı olarak mı sayılıyor orası henüz flu.

Masada görünen 3 oyuncu var. İdare, ilaç üreticisi ve eczane sahibi eczacı..

Tarafların pozisyonları şöyle:

İdare önemli bir kısım ilacı reçete dışına çıkarmak istiyor; çünkü öncelikle reçeteli, reçetesiz meselesine bir çeki düzen vermek istiyor. Kağıt üzerinde yazılan kurallar ile pratikte yaşananları aynı kılmak istiyor. Özetle reçeteli olan ilaç sahiden reçeteli satılsın istiyor. E o zaman reçeteli reçetesiz ayırımını da gerçekçi yapmak gerekiyor. Halihazırdaki uygulamanın bir sistem olduğunu savunmak güç. İrili ufaklı başka yan nedenler de var kuşkusuz, ama ana fikir bu.

Eczacıların tepe örgütünün resmi görüşü şöyle: "Sağlık okuryazarlığı düşük, ekonomik kaynakları kısıtlı olan toplumumuz reçetesiz ilaçlara henüz hiçbir şekilde hazır değildir."

Eczacı grupları ile ayrı ayrı sondaj yapıldığında ise çoğunluğun ilkesel olarak yapılacak düzenlemeye karşı olmadığı izlenimini alıyorsunuz. Eczacının endişesi bunun yol olması ve reçetesiz ilacın market raflarına çıkması. Eczacılar haklı olarak reçeteli veya reçetesiz tüm ilaçların yalnızca eczanelerde satılmasını istiyor, ısrarla bunu talep ediyor ve bunun garantisi peşinde. Tabi bir de ilaçtaki reklam yasağının reçetesiz ilaçlar için de geçerli olması koşulu var.

İlaç üreticileri tarafında saflar o kadar net değil. Dünya çapında çok sıkı bir rekabet var. Eşyanın tabiatı gereği tabii ki gönüllerinde yatan, olabildiğince büyük bir grup ilacın çeşitli nam altındaki satış merkezlerinde serbestçe satılması ve reklamının yapılabilmesi.

Bu Türkiye'de ha deyince olacak iş değil. O zaman yapılacak olan şey, adım adım ilerlemek. Üzerinde çalışılan reçetesiz ilaç operasyonu da bu konuda önemli bir zemin olarak değerlendirilebilir. Güncel durumda, önemli olan kuşkusuz uygulamanın ayrıntıları, örneğin hangi kalemlerde reçetesize çıkılacağı.. İdare ile yapılan pazarlıkların düğüm noktalarında biri de bu.

Konuya daha yeni başladık efendim, devam edeceğiz.. 

Yazarın önceki yazıları