İki bilim insanından, Koronavirüs için aşı ve ilaç dosyası..

iki-bilim-insanindan-koronavirus-icin-asi-ve-ilac-dosyasi

Koronavirüs salgını için dört grup ilaç ve üç aşı çalışması öne çıkıyor


15 Nisan 2020 13:11

Koronavirüs tedavisi için yapılan ilaç ve aşı çalışmaları konusunda dünyanın dört bir yanından haber sağanağı var. Konu öldürücü bir salgın olunca, salgını önleyici çalışmaların büyük ilgi çekmesi son derece normal. Ancak bu haber sağanağı içinde hangisi doğru, hangisi spekülasyon, hangisi tıklanma uğruna yaratılmış asılsız haber birbirine karışıyor.

Önceki gün, bir bilim adamı ile bir bilim kadını, diken.com.tr'de korona tedavisi yolunda öne çıkan ilaç ve aşı çalışmaları hakkında çok ayrıntılı ve doyurucu bilgiler içeren bir inceleme yazısı yayınladılar.

Dr. Zeynep Sena Ağım ve Dr. Veli Vural Uslu'nun yazısından bir özet sunuyoruz.   

Covid-19 gripten çok daha hızlı yayılıyor. Herkesin eli yüreğinde beklediği güzel haber ise virüsün ölümcül etkilerini azaltacak ve hastanelerin işini kolaylaştıracak bir ilaç ya da aşı bulunması.

Antikorlar..

Virüslerle başa çıkmanın en doğrudan yollarından biri, hastaya virüsün hücrelere bağlanmasını engelleyen antikorlar vermektir. Bu antikorlar Covid-19 geçirip iyileşmiş insanların kanlarında bulunduğu için, oldukça zorlu ve riskli bir prosedür olan ‘kan plazması nakli’yle corona virüsünden etkilenen hastaları iyileştirmek mümkün gibi görünüyor.

Ama bu metodun Covid-19’da kullanıldığı çalışmalar beş kişi üzerinde yapılan bir deneyle sınırlı olduğu için, her ne kadar Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı da olsa bu metodu aceleyle direkt insanlara uygulamadan önce standart protokolün yerleştirilip güvenlik testlerinin uygulanması gibi şartların sağlanması şart.

Ayrıca, bu metodun üretim etkinliği düşük olduğu için sıradan fabrikasyon bir ilaç gibi üretip hastalara vermek çok da mümkün değil. Bu nedenle hastaneler, ‘corona’dan iyileşen insanlardan örnekler toplayıp bunlar üzerinde araştırma yapılabilmesi için çağrılarda bulunuyor. Eğer bu antikor bulunabilirse monoklonal antikor üretimi sayesinde, Ebola virüsü salgınında olduğu gibi bir çözüm olarak kullanılabilir.

Antikorların yanında, sıkça okuduğumuz gelişmelerin başında kimyasal ilaç üretimi geliyor. Öncelikle şunu hatırlamamız gerekir: Yepyeni bir kimyasal bulup onu test edip neticesinde piyasaya sürmek oldukça zor ve zaman alan bir süreç. İşte bu yüzden bilim insanları, hali hazırda ellerinde bulunan, insanlar üzerinde güvenliliği kanıtlanmış, farklı hastalıklar için kullanılan ilaçları dünyanın çeşitli yerindeki hastanelerde ve laboratuvarlarda Covid-19 için deniyor. Gelin sayısı şimdiden 12’ye ulaşan bu ilaçların bir kısmına göz atalım.

Birinci grup: Bu isimleri sıkça duyuyoruz

Birinci grup ilaçlar virüsün hücrenin içine girmesini engelleyen kimyasallar. Antikorların görevine benzer bir şekilde virüsün hücre içine girmesini kısmen engelleyen ‘camostat mesylate’ adlı kimyasal, eski corona virüsü enfeksiyonlarına karşı etkili olmuştu. SARS-CoV-2 için ne kadar etkili henüz bilmiyoruz.

Bu kategorideki diğer bir ilaç grubu ise ‘klorokin’ler. Romatizma ve sıtma tedavisinde kullanılan oldukça ucuz bir ilaç olan ‘klorokin‘ ve onun biraz daha etkili modeli ‘hidroksiklorokin‘ umut verici ilaçlar olarak listeye girdi. Laboratuvarda hücre kültürü ortamında SARS-CoV-2’nin hücrelere girişini etkili bir şekilde engellediği görülmesine rağmen klinik deneylerde Covid-19 hastalarında mucize bir etki gözlemlenmiş değil.

Üç bilgi kirliliği

Sosyal medyada bu isimleri sıkça duymamızın sebebini ise gene su üç bilgi kirliliğine bağlayabiliriz:

İlacın etkili olduğunu söyleyen ama sonuçları kimselerle paylaşmayan Çinli bir araştırma grubu;

20 Mart’ta ‘azithromycin’ ile ‘hidroksiklorokin’in beraber etkili olduğunu çok kötü dizayn edilmiş bir deneyle rapor eden Fransız bir araştırma grubu;

son olarak da bu ilacın bir harika olduğunu iddia eden, çok da güvenilir bir kaynak olmayan ABD Başkanı Donald Trump’ın açıklamaları.

Diğer yandan Almanya’da Giessen Üniversitesi’nde akciğer enfeksiyonları profesörü olan Susanne Herold’ın, klorokinlerin eski birer ilaç olduğunu ve insanlarda hiçbir virüste işe yaramadığını belirttiğini eklemekte fayda var. Bilim insanları, klorokinlerin Covid-19 üzerindeki etkisini kesinliğe kavuşturabilmek için, şu anda bağımsız 25 araştırma grubu büyük katılımlı deneyler başlattı.

İkinci grup: Tek başına etkili değil

İkinci grup ise virüs proteinlerinin işlevsel olarak kesilmesini engelleyip virüsün çoğalmasını durduran oldukça ucuz ‘lopinavir’ ve ‘ritonavir’ adlı ilaçları içeriyor. HIV gibi bir virüste işe yaramasına rağmen maalesef Çin’de az sayıda -199 hasta- üzerinde yapılan denemelerin sonucu, bu ilacın corona virüsüne karşı tek başına etkili olmadığını gösteriyor.

Üçüncü grup: Remdesivir için çalışmalar hızlandı

Üçüncü grup kimyasallar, virüsün hücre içinde kendini çoğaltmasını engelleyen, Amerika bazlı Gilead Sciences firmasının ürettiği ‘Remdesivir’ benzeri ilaçlar.

Daha önce Ebola virüse karşı etki göstermemiş, 2002’deki SARS-CoV’a ve 2012’deki MERS-CoV’a karşı laboratuvarda hücre kültüründe ve farelerde yapılan deneylerde etkili olduğuna dair ciddi veriler bulunan Remdesivir’in, SARS-CoV-2 için ne kadar etkili olduğu ise hala bir soru işareti.

Teorik olarak, henüz virüsle yeni karşılaşmış insanlarda etkili olabileceği konuşulan ve oldukça pahalı olan Remdesivir için çalışmalar hızla devam etmekte.

Dördüncü grup: Etki güçlendiriyor

Dördüncü grup ise, ‘interferon-beta’ gibi, genel olarak vücudun virüse karşı tepkisini arttıran ve beraber verildiği ilaçların etkisini güçlendirici olarak kullanılan kimyasallar.

Gördüğümüz gibi Covid-19’la mücadele için muazzam bir veri akışı olmasına rağmen, parça parça yapılan araştırmalar güçlü bir etkinin varlığını göstermek için yetersiz kalıyor. Neyse ki, sonunda 23 Mart’ta Dünya Sağlık Örgütü yukarıda saydığımız ilaçları ve farklı kombinasyonlarını küresel ölçekte en az 5 bin hasta üzerinde denemeyi amaçlayan ‘SOLIDARITY’ (BİRLİK) adını verdikleri bir araştırma başlattı. Bu çalışma sayesinde yakın gelecekte çok daha net sonuçlara ulaşabileceğiz.

Aşıda üç çalışma öne çıkıyor

Kimyasal ilaçların yanında mRNA bazlı aşı teknolojisi de en umut verici gelişmeler arasında yerini alıyor. Çok yeni olan bu teknoloji için ABD’de Boston merkezli Moderna Therapeutics geliştirdiği aşıyı ilk aşama klinik deneyler (faz 1) için hazırlayarak ciddi gelişme sağladı.

Diğer bir aşı şirketi, Türk futbolseverlerin yakından tanıdığı ‘İddaa’ severlerin kuponlarını hep tek maçtan yatıran, Almanya’daki Hoffenheim futbol kulübü başkanının sahip olduğu CureVac.

Aşı çalışmalarını umut verici bir seviyeye getiren üçüncü şirket ise, İskenderun doğumlu bir dahi diyebileceğimiz Uğur Şahin’in Almanya’da kurduğu ve ABD’den Pfizer da dahil olmak üzere pek çok biomedikal şirketin desteklediği BioNTech firması.

Bu üç şirketle birlikte yine ABD’den Inovio Pharmaceuticals, Çin’den CanSino Biologicals, Shenzhen Geno-Immune Tıp Enstitüsü de ilk aşama (faz 1) deneylere başlamış durumda. En büyük sigara üreticilerinden Philipp Morris International’ın (PMI) Covid-19’un belki de toplum sağlığına tehdit konusunda sigarayı bile tahtından edeceği korkusuyla destek çıktığı Kanadalı Medicago şirketinin aşı çalışmaları da dahil olmak üzere şu anda resmi rakamlara göre 18 peptit bazlı, sekiz RNA bazlı, üç DNA bazlı 18 virüs bazlı aşı çalışması yürütülüyor.

Türkiye’de ise aralarında üniversiteden hocalarımız olan Prof. Dr. İhsan Gürsel ve Prof. Dr. Mehmet Öztürk’ün de bulunduğu büyük bir konsorsiyum, aşı çalışmalarına bizzat yenilerini eklemekte.

Covid-19 ‘spike’ proteini

Hem aşılar hem de antikorlar için her ne kadar akademi ve biyoteknoloji şirketleri birbirleriyle yarışsalar da, aynı zamanda aralarında daha önce eşine rastlanmamış bir bilgi paylaşımı var.

Örnek olarak, Çin’deki bir grup, SARS-CoV-2’nin DNA dizisini çözdükten sonra, sizlerin de ulaşabileceği bir internet sitesinde bunu paylaştı. ABD’de bir grup, SARS-CoV-2’nin insana bağlandığı protein yapısını detaylı bir şekilde çözerek şubat ayında Science dergisinde herkesle paylaştı.

Bu DNA dizisi ve protein yapısı, hem Moderna Therapeutics, hem Uğur Şahin’in BioNTech’i, hem de CureVac için aşı geliştirme yolunu açtı. Bu şirketler de mRNA aşısı için kullandıkları stratejileri genel hatlarıyla bütün dünyayla paylaşıyor, üstüne yeni bir şeyler koymaya çalışıyor.

Yazının tamamı için tıklayınız


Facebookta paylaş Twitterda paylaş


Bu haberleri de okumak isteyebilirsiniz :

Okuyucu yorumları
Bu habere henüz yorum girilmemiştir.
Yorum yaz