Doktor ve eczacılarda yeşil reçeteli ilaç tedirginliği..

Pregabalin etken maddeli, yeşil reçeteli ilaç nedeniyle birçok eczacı ve doktor baskı altında.

Renkli reçete ile satılan uyuşturucu etkili kimi ilaçları temin etmek için doktor ve eczacıları rahatsız eden madde bağımlılarının bu davranışları, "can sıkıcı" olma boyutundan çıktı, "tehlikeli olma" boyutuna dayandı.

Geçen hafta İzmir Karabağlar'da yaşanan; doktorun boğazını jilet ile kesme teşebbüsü artık sözün bittiği yer. Olayın halk arasındaki adı "jilet atmak" ve hukuk dilindeki karşılığı da "öldürmeye teşebbüs".   

Bu ve benzeri olaylarda öne çıkan etken madde pregabalin. Olayla ilgili olarak DHA'ya konuşan İzmir Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Sayılkan, uyuşturucu etki yapması nedeniyle amacı dışında kullanılmaya çalışılan ve etken maddesi pregabalin olan yeşil reçeteli ilaç nedeniyle birçok eczacı ve doktorun baskı altında olduğuna dikkati çekti.

16 Ekim’de, İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Fizik Tedavi Servisi’nde görev yapan Asistan Dr. Kadir Songür, diz ağırısı çektiğini söyleyen ve etken maddesi pregabalin olan ilacı yazmadığı gerekçesiyle Bayrak Kaynak tarafından boğazından jiletlenmişti hatırlanacağı gibi..

Boğazından derin yara alan Dr. Songür ölümden döndü. Yarın ilaca erişimi olan bir başka doktorun veya eczacının benzer bir saldırıyla karşılaşmayacağının garantisi yok..

İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, etken maddesi pregabalin olan bu hapın, diyabete bağlı nöropatik ağrılar için kullanılması gerektiğini ancak birçok kişinin amacının dışında kullandığını, hekimler ve eczacıların da bu hapların temin edilmesi için baskı altında olduğunu söylüyor.

Sayılkan'ın, "Devlet de bu konuda harekete geçmedi değil. Önce bu ilaçları yeşil reçeteli yaptı, sonra da heyet raporuna tabii tuttu. Ancak yine de sorunların bittiğini söyleyemeyiz. Bizler de duyuyoruz ki birçok doktor, bu hapları suiistimal eden kişiler tarafından baskı altında tutuluyor. Hatta gece nöbetine kalan bizler de bu hap yüzünden zaman zaman taciz ediliyoruz" ifadesi yaşanan baskıyı açıkça anlatıyor.