Levent Evrim
Levent Evrim
Doğrusunu, İstanbul Eczacı Odası yaptı..

Bütün meslek kuruluşları veya diğer sivil toplum kuruluşları gibi Türk Eczacıları Birliği (TEB) de zaman zaman üyeleri arasında nabız yoklamaları yapıyor.  Çağdaş teknoloji sayesinde bu tür çalışmaların en kolay yolu internet-cep telefonu işbirliğidir.   

Soru formu internete yüklenir, üyelerden veya katılımcılardan da; ki bunun araştırmacı jargonundaki adı 'denek'tir, bu sayfaya girerek soruları cevaplandırması istenir. Anket için verilen süre tamamlandığında, sonuçlar yüzde tabloları olarak yöneticinin önüne gelecektir. Ne kadar kolay değil mi?

Üyelerimiz, sorduğumuz konuda ne düşünüyor, kolayca öğreniverdik.. Görünüşe göre öyle..

Görüş belirten üyelerin ana kitleyi ne kadar temsil ettiği, yani bu elde ettiğimiz bilgilerin  üyelerimizin görüşlerini ne oranda yansıttığı, uygulama metodunun buna ne oranda izin verdiği filan gibi teknik konulara hiç girmeyeceğim. Ben bugün çok daha basit ve fakat son derece temel bir konu ile ilgiliyim. Anketin güvenliği ile..

Evet, elimize bir sonuç, bir bilgi geldi ama acaba bu bilgi ne kadar güvenli? Öyle ya; bu anketi, bu nabız yoklamasını her halde vakit geçsin diye yaptırmıyor, yaptıranlar. Bir şey öğrenmek istiyorlar..

Elde edilen sonuçlara bakarak, birileri bir yerlerde, birtakım kararlar alacaklar..  Dahası, sonuçları açıklamayı düşünüyorlarsa diyecekler ki; "Bakın şu konuda üyelerimizin yüzde şu kadarı şöyle düşünüyor.. Biz de üyelerimizin görüşlerine saygı duyuyoruz ve yönetim olarak kararımızı şöyle veriyoruz.." Yoksa bu kadar zahmete neden girsinler?

Demek ki birtakım davranışlara temel olacak, birtakım sonuçlara yol açacak bu verilerin, her şeyden önce güvenli bir ortamda yapılmış olması gerekiyor. Burada güvenden kastımız; en basit ifadesiyle, anketi cevaplaması istenen kişilerden başkasının, bu ankete ulaşamamasının sağlanmasıdır.

Bu güvenliği sağlamak, anketi dizayn eden ve elektronik uygulamasını yapan ekibe düşer. Eğer bu konuda kuşkular varsa, ne yazık ki elde ettiğiniz sonuçlar, ciddiye alınacak veriler değildir; meslek jargonundaki adı çöptür..!  Araştırmacı atasözüdür; Güvenilirliği olmayan bilginin geçerliliği de olmaz..

İşte TEB'in son zamanlarda eczacılar arasında yaptığı bazı anketlerde tosladığı duvar budur.. Doğruyu yapan ise İstanbul Eczacı Odası'dır.

İstanbul Eczacı Odası, geçtiğimiz hafta bölge temsilcilerinin seçimini yaptı. Seçime katılacak tüm üyelere SMS yolu ile birer şifre gönderdi. Oyunu kullanacak eczacı, seçim sayfasına ulaşabilmek için önce bu şifreyi, sonra da TC Kimlik Numarasının son rakamlarını yazıyordu..

İster seçim olsun ister anket; internet üzerinden yapılan araştırmalarda, veri güvenliğini sağlamanın, istenmeyen sızmaları önlemenin önde gelen yöntemlerinden birisi budur. İstanbul Eczacı Odası doğrusunu yapmıştır.

Gelelim TEB'e. TEB eczacılar arasında yaptığı anketlerde cookie (çerez) metodunu kullanıyor. Faydası şu: Mükerrer anket doldurmak isteyenleri engellediği var sayılıyor..!! Anketi dolduran kişi sayfayı açtığında, bilgisayarına cookie adı verilen bir mini tanımlama dosyası yerleşiyor. Cookie, aynı kişi anketi bir kez daha doldurmak isterse bunu engelliyor.

Ancak bu metot, anketi dolduranların gerçekten eczacı olup olmadığını tespit etmediği gibi, her seferinde "geçmişi temizle" sekmesi ile bilgisayarın hafızasındaki cookie'leri temizleyerek, istendiği kadar mükerrer anket doldurmak da mümkün.. TEB uyarılara rağmen bu metotta ısrar ediyor ve eczacılar arasında yaptığı anketlerin güvenilirliğini çöp seviyesine indiriyor.

Denilebilir ki, canım insanlar neden böyle bir şey yapsın; eczacı olmayanlar neden gidip de bir eczacı anketini doldurmaya uğraşsın? İnternet sitelerini hack'leyenler bunu neden yapıyorlarsa aynı nedenle.. Tersten soralım yapmadıklarını nereden biliyorsunuz..

Kaldı ki bir meslek örgütü eczacılara; "Türkiye'de Aile Eczacılığı uygulamasına geçilsin mi?" diye anket yapıyor ve sonra; bakın eczacılar Aile Eczacılığı konusunda şunları dediler diye sonuç açıklıyorsa, o ankete eczacıların dışında hiç kimsenin cevap vermemesi için gerekli tüm önlemleri de almak zorundadır.. Almıyorsa ulaştığını sandığı bilgiler kuşkulu bilgilerdir, çöptür..

Sonuç olarak şunu diyebiliriz; eğer bir kuruluş, bu tür projelerde sızmalara karşı gerekli önlemleri almıyorsa; ya soruları ciddiye almıyordur, ya da soruyu sorduğu kişileri..! Bir başka ihtimal daha var tabii ama onu telaffuz etmeye de dilim varmıyor..

Yazarın önceki yazıları