"Zincir eczane sistemine girdim, 6 yıl dayanabildim..!"

zincir-eczane-sistemine-girdim-6-yil-dayanabildim

Norveçli eczacı, zincir eczane sistemine girdikten sonra yaşadıklarını anlatıyor.


30 Haziran 2018 16:00

Eczacı Taylan Küçüker, geçen hafta ilginç bir yazıyı paylaştı sosyal medyada. Yazı, 2009 Eylül ayında Viyana'da düzenlenen 39. Eczacılık Tarihi Kongresinde sunulan bir bildiri. Kendisine de Eczacı Halil Tekiner tarafından ulaştırılmış. Norveç'te yaşanan bir zincir eczane öyküsünü anlatıyor.

Norveçli Eczacı Bjarne G. Thune, eczanesi bir zincir eczane grubuna dahil olduktan sonra yaşadıklarını ve sonunda dayanamayıp emekli olmasının hüzünlü hikayesini anlatıyor bu tarihi bildiride.

Söyle diyor bildirisinde Norveçli Eczaci Bjarne G. Thune ;

Her şey 2001'de çıkan yasa ile başladı..

“1 Mart 2001 tarihinde Norveç’te, eczane mülkiyet hakkını düzenleyen yeni bir yasa kabul edildi. Yasa yürürlüğe girdikten çok kısa bir süre sonra uluslararası ortaklı üç zincir eczacılık şirketi pazara hâkim oldu.

Eczacılar endişeliydi. Pek çoğumuzun aklına ayni soru geliyordu: Acaba sistemin dışında kalır miyiz? Bir taraftan ne olacağını kestiremediğimiz bu süreç bizi korkutuyor; diğer taraftan da zincir eczacılık şirketlerinin sunduğu cazip teklifler, şirket temsilcilerinin zincir eczanelerine dâhil olmamızı telkin ettikleri onlarca ziyaret ve sayısız telefon görüşmesi ve bu süreçte eczacı meslektaşlarımızın eczanelerini hızla zincir eczane guruplarına satışı aklimizi çeliyordu.

Sonunda ben de eczanemi zincir grubuna satmaya karar verdim. Bu kararımda kendimi hakli buluyordum; çünkü çalışanlarımın hiçbiri isten çıkarılmayacaktı, zincir eczane grubunun üst düzey yöneticilerinin birçoğu eczacıydı ve uygulamada tüm etik kurallara riayet edileceği anlaşılıyordu. Eczacılık hizmeti satış odaklı değil, tıpkı eski güzel günlerdeki gibi devam edecekti. Üstelik bana da çok cazip ücretler teklif edilmiş ve zincire dahil olduğumda da yine eczanemin yöneticisi olarak devam etmem istenmişti. Evet, kararımda haklı olmalıydım…

Kısa bir süre sonra OTC ürünlerinin eczane dışında satışına imkân veren yeni bir düzenleme yürürlüğe girdi ve OTC satışlarımız % 15-20 azaldı. Bu değişiklik karşısında zincir eczane bizden “daha yaratıcı (!)” olmamızı, bize ek gelir getirecek yeni yollar bulmamızı istiyordu.

Artik eczanemizde sadece ilaç, bitkisel ve kozmetik ürünler değil; güneş gözlükleri, spor kıyafet ve ayakkabıları, hatta oyun topları bile satar hale gelmiştik… Eczanemden utanır olmuştum! Geçmişte herkesin aradığını kolayca bulduğu eczanem simdi tam bir kargaşa içinde, hastalarımın zikzaklar çizerek yürümek zorunda kaldıkları bir labirent halini almış; bebek arabalı ya da tekerlekli sandalyeli hastalar daracık, dolambaçlı yollardan geçemez hale gelmişti.

Üstelik zincir bizden daha fazlasını, çok daha fazlasını bekliyordu. Çalışma saatlerimiz 12 saate çıkarıldı ama çalışan sayımız aynı kalmalıydı. Derken yeni prosedürler: doldurmam gereken akil almaz formlar, yazmam gereken yığınla rapor ve her ayin ilk günü bir önceki aya ait tüm verilerin saat 15.30’dan önce eksiksiz hazırlanıp zincir yönetimine fakslanması, kendi hazırladığım bütçeyi bir sonraki dönemde tutturma mecburiyetim bunlardan sadece bazıları.

Bütçeyi tutturmakta güçlük çektiğimizde önerdikleri reçete ise basitti: Daha yaratıcı olmak ve belki de birkaç çalışanı isten çıkarmak! Zaman zaman müşteri kılığında eczaneme gelip beni denetleyen müfettişler ve birkaç hafta sonra elime ulaşan değerlendirme raporları ve bu raporlarda yer alan; hasta başina daha az vakit ayırırken daha çok ve pahalı ürünler satmam gerektiği tavsiyeleri karşısında şaşırıyordum.

Yılda bir düzenlenen zincir eczaneler toplantısı adeta Oscar töreni havasında geçiyordu. Çalışan başına en yüksek satış, hasta başına en yüksek satış, en yüksek jenerik ilaç satisi kategorilerinde verilen ödüllerin basari kriteri tek ve açıktı: Satış! Daha çok satış! İnsan sağlığı değil… Oslo’nun en lüks otelinde, meşhur sanatçıların sahne aldıgı, en lezzetli yemeklerin, en kaliteli şarapların sunulduğu bu geceler ağzımda buruk bir tat bırakmıştı.

6 yıllık mücadelenin sonunda 30 yıllık meslek yaşantıma son noktayı koydum: Ayrıldım… Benden sonra ise çalışanlarımın önce ikisi, sonra da dördü işten çıkarıldı.”

Ecz. Taylan Küçüker'in yazısı, "İşte böyle!.. Bugün Norveç’teki toplam 646 eczane var. Bunun 591’i zincir'e bağlı, 32’si ise hastane eczanesi." cümlesi ile son buluyor.


Facebookta paylaş Twitterda paylaş


Bu haberleri de okumak isteyebilirsiniz :

Okuyucu yorumları
Ziyaretçi
04/07/2018 12:51
Bu zincir ülkemizde de aolan ALPHEGA mı ?
Yorum yaz