Virüs bir kez bulaşırsa hayat boyu kalıyor..

virus-bir-kez-bulasirsa-hayat-boyu-kaliyor

Dünya Hepatit Günü nedeniyle Prof. Dr. Dilek Oğuz'un açıklaması.


28 Temmuz 2018 12:26

Türk Gastroenteroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Dilek Oğuz, 28 Temmuz Dünya Hepatit Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Hepatit virüsleri hakkında ayrıntılı bilgi verdi ve Hepatit B virüsünün bir kez bulaştıktan sonra kişi ölene kadar karaciğerinde kaldığını vurguladı.

Hastalık yapıcı etkenlerin başında ilk sırada virüslerin geldiğini ifade eden Oğuz, bağışıklık sisteminde genetik bozukluk, ilaçların zararlı etkileri veya alkol kullanımının da önemli faktörler arasında yer aldığını vurguladı.

Oğuz, Hepatit A, Hepatit B, Hepatit C, Hepatit D, Hepatit E'nin en bilinen mikroplar olduğunu, hepatitle ilişkisi tartışılan başka virüslerin de bulunduğunu belirtti. Etken virüsler içinde A ve E'nin şiddetli hepatite neden olurken B, C ve D'nin uzun dönemde hepatite yol açtığını aktaran Oğuz, bunların tedavi edilmediğinde karaciğer sirozu ve karaciğer kanserine neden olabildiğini bildirdi.

"En sık görülen Hepatit B"

Hastalık yapıcı virüsler içinde Türkiye'de görülme sıklığı açısından Hepatit B'nin önem taşıdığını belirten Oğuz,

"Çünkü hepatit B virüsü hala ülkemizde halk sağlığı sorunudur. Türkiye Hepatit B ile karşılaşma konusunda dünya ülkeleri arasında orta sıradadır. Dünyada yaklaşık 240 milyon kişi Hepatit B ile enfektedir. ABD gibi aşılama programını uygulayan ve belli seviyedeki gelişmiş ülkelerde hastalığın görülme sıklığı daha az olduğu bilinmektedir” dedi.

"Ustura ve makasa dikkat"

Hastalığın erken dönemlerde siroz olana kadar belirti vermeyebildiğini belirten Oğuz, şunları kaydetti:

"Bazı insanlar bu durumu sarılık şeklinde geçirebilir. Kan ve kan ürünleriyle, kirli bistüri, iğne gibi cerrahi malzemelerle, diş hekimlerinin kullandığı malzemelerle bulaş olabilir. Bu nedenle kan ve kan ürünleri hepatit mikropları yönünden taranır.Erkek berberlerinin kullandığı usturalar, kadın berberlerinin kullandığı manikür pedikür makasları ortak kullanıldığında bulaş riski vardır. Ayrıca virüs, anneden bebeğe geçebilirken, erken çocukluk çağında aynı evde yaşayan kişilerde, bakım evlerinde ve yurtlarda yaşayanlarda da virüsün  bulaş riski yüksektir. Bu nedenle kişisel koruma tedbirleri tüm toplum için önem taşır."

"Aşıyla korunmak önemli"

Prof. Dr. Dilek Oğuz, Türkiye'de 1998 yılından beri aşılama yapıldığını anımsatarak, aşıyla ömür boyu korunmanın mümkün olduğunu vurguladı.

Aşılama yapıldıkça Hepatit B'ye bağlı siroz ve karaciğer kanseri görülme sıklığının giderek azalacağına işaret eden Oğuz, bu yapılmadığında sonuçların ölümcül olabildiğini bildirdi.

Hepatit B bir kez bulaştığında kişinin ölene kadar karaciğerde kaldığını anlatan Oğuz, hastalık olduktan sonra karaciğerdeki bulguların kötüye gitmesini engelleyen ilaçların bulunduğunu söyleyerek, "Ancak şu anda elimizde bulunan ilaçlar mikrobu karaciğerden tamamen atamıyor ve ya da uzun yıllar sonra atabiliyor. En doğru olanı mikrobu vücuda almamak. Bunun için aşılanmak önem taşıyor." uyarısında bulunan Oğuz, Türkiye'de tüm yeni doğanların, ilkokul çağına kadar tüm çocukların, 18 yaşına kadar tüm gençlerin Sağlık Bakanlığınca uygulanan program dahilinde aşılandığını aktardı.

"Her 3 kişiden biri.."

Oğuz, aşılama programıyla Türkiye'de de Hepatit B oranlarında düşüş kaydedildiğini ifade ederek, "Önceki yıllarda yüzde 5 olan Hepatit B taşıyıcılığı yüzde 4'ler civarına doğru hafif düştü. Ama bu mikrobu kendiliğinden alıp sessiz taşıyanlar ve hastalara bakıldığında Türkiye'de Hepatit B ile karşılaşma oranı yüzde 35'lerin üzerinde. Bu ise toplumda nerdeyse her 3 kişiden birinin hepatit B virüsü ile karşılaştığını gösteriyor. Bu nedenle korunma ve aşılanma her şeyden önemli." diye konuştu.

"Hepatit C'nin aşısı yok"

Karaciğer sirozuna yol açan Hepatit C virüsünün de görülme sıklığının tüm dünyada yaklaşık 180 milyon olduğunu ancak Orta Asya ülkelerine ilişkin kesin veri bulunmadığından sayının daha yüksek olduğunun öngörüldüğünü söyleyen Oğuz, hastalığın bulaş yollarının Hepatit B ile aynı olduğunu ancak hastalıktan korunmak için bir açının bulunmadığını bildirdi. Oğuz, Türkiye'de Hepatit C sıklığının yüzde 0,5-2 arasında olduğunu, en fazla diyaliz hastalarında görüldüğünü de belirtti.

Oğuz, korunmanın çok önemli olduğuna işaret ederek, "Günümüzde son 2 yılda yeni ilaçlar bulunduğundan artık hepatit C tamamen tedavi edilebiliyor. Hepatit D'nin virüsünün de Hepatit B olmadan yaşayamadığı için B mikrobu bulaşmış kişilerde görülüyor. Tedavisi çok başarılı değil ve B mikrobu ile birlikte alınabilir veya B olan bir kişiye sonradan bulaşabilir. Birlikte alınanlarda bağışıklık sistemi hepatit B'yi yenerken D'yi de yenebilir. Sonradan alındığında ise ağır karaciğer hastalığına neden olur ve hızla siroza çevirir. Hepatit B önlenirse D de ortadan kalkar. Korunmak için Hepatit B'ye karşı aşı yaptırılmalı." dedi.


Facebookta paylaş Twitterda paylaş


Bu haberleri de okumak isteyebilirsiniz :

Okuyucu yorumları
Bu habere henüz yorum girilmemiştir.
Yorum yaz