Aromaterapi ürünlerini hazırlamak eczacının işi olmalı!

İstanbul'da yapılan kongre, aromaterapi ve eczacı ilişkisini yeniden gündeme taşıdı.

Aromaterapinin geçmişi eski Mısır uygarlığına kadar dayanıyor. Yine aynı çağlarda Çin uygarlığında da rastlanıyor. Esasen bir koruyucu hekimlik sistemi olan Aromaterapi için, kısaca bitkilerde bulunan uçucu yağlarla yapılan bir tedavi sistemi diyebiliriz. Günümüzde yeniden canlanmaya başladı.

Geçtiğimiz günlerde Eczacılık ve İlaç Derneği (EİDER) tarafından İstanbul'da düzenlenen Fitoterapi, Aromaterapi ve Kozmetikte Yenilikler Kongresinde aromaterapi konusu enine boyuna tartışıldı. Kongreye katılan Eczacı Öğretim Üyeleri aromaterapiyi bilimsel olarak açıkladılar.

Kongre küllenmiş olan bir tartışmayı da yeniden su yüzüne çıkardı. Aromaterapi'de eczacının yeri neresi ya da soruyu şöyle de sorabilirsiniz; eczacı aromaterapinin neresinde? Bu arada aromaterapi uygulamalarına etik değerler açısından yaklaşmak da mümkün.

Konuyu kongreyi yakından takip eden, eczane yönetim danışmanı Güzide Zehra Dişli Yazar'a sorduk. Yazar şöyle diyor;

Karışımların kalitesi..

"Aroma hoş kokularla kozmetik uygulamalar ya da gıdalara farklı tatlar vermek üzere herkes içindir. Ancak içinde terapi olduğu zaman yani Aromaterapi diyorsak, o zaman teşhisi doktorlar tarafından konulmuş hastalıkların tedavisi için doğru karışımların reçetelenmesi meselesi ortaya çıkar.

Sonrasında ise bu reçetelerin yağ karışımlarının şifa vermek üzere ilaç kalitesinde hazırlanması gerekir ki, bu eczacıların işidir.

Türkiye'deki yasalar da bunu bu şekilde tanımlarken, mesleki bilgi ve yetkinlik anlamında 5 yıl boyunca bitkilerle ilaç üretme alanında eğitim alan tek meslek grubu yerine bambaşka eğitimlerden gelip üniversite dışındaki kurumlardan kurs/eğitim alanların Aroma terapist olma taleplerinin ne kadar etik olduğu, bence son derece tartışmalıdır.

İlaç titizliği ile hazırlanmalı..

Prof. Dr. Erdem Yesilada’ın Fitovizyon 2017’deki sunumunda yer aldığı üzere  Aromaterapi uygulamalarında diğer tüm tedavi ajanlarında gözetilmesi gerektiği gibi ilacın bioyararlanımından başlayarak çok geniş bir yelpazede aynen bir ilaç titizliği ile hazırlanması ve sunulması önemlidir.

Diğer yandan Prof Dr. Ahmet Aydın’ın sunumunda ifade ettiği gibi, hastalığın tedavisine yönelik tüm ürünlerin güvenlik değerlendirilmesi son derece ciddi bir iştir.

Aromaterapi, bir kursa gidip  yağlar hakkında bazı bilgiler öğrenilerek iki yağı birbirine karıştırma işi değildir; giderek unutulmaya yüz tutsa da hekim tarafından reçetesi yazılan yağların tedaviye en iyi desteği verecek şekilde hazırlanması işidir.

Yağların kalitesinin ilaç kalitesinde seçilmesi gerekir en önce. Maliyeti düşürmek üzere ilaç kalitesinde olmayan ucuz yağların seçilmesi, ilaç değil de herhangi iki sıvının birbiri ile karıştırılması ya da katı şekle dönüştürülmesi işi hiç değildir. "