"Biz yönetim anlayışını değiştirdik..!"

ieo-baskani-sarialioglu-biz-yonetim-anlayisini-degistirdik

İstanbul Eczacı Odası seçimleri üzerine Sarıalioğlu ile yaptığımız röportaj.


18 Eylül 2017 13:47

İstanbul 5.000 dolayında eczanesi ile Türkiye'nin en çok eczane barındıran ili. Odanın üye sayısı 8.300 den fazla. Ortalama bir hesapla eczanelerin yüzde 20'den fazlası İstanbul'da. Doğal olarak İstanbul Eczacı Odası (İEO) seçimleri de büyük önem taşıyor.

İstanbul Eczacı Odası seçimlerine bu yıl 4 grup katılıyor. Oda Başkanı Zafer Cenap Sarıalioğlu'nun temsil ettiği İstanbul Eczacı Hareketi şu anda yönetimde olan grup. Sarıalioğlu ile Eczacı Odası Seçimleri hakkında yaptığımız röportajı sunuyoruz.

Cenap Bey, iki yıl önce 21 Ağustos'ta yaptığımız seçim röportajını yenileme zamanı geldi. O tarihte yönetime aday bir meslek grubunu temsil ediyordunuz. Bugün yine yönetime aday ama iki yıllık bir yönetim sürecini geride bırakmış bir meslek mensubu konumundasınız. Önce geçen iki yıllık yönetim döneminizi konuşalım. Bu iki yılda neler yaptınız?

Önce yönetim anlayışını değiştirdik. Bu çok önemli bir gelişmedir. Gençlere önem verme konusu bir cümle olarak 20-25 yıldır hep söyleniyordu. Biz bu düşüncenin içini doldurduk, bunu eyleme geçirdik. Gençlere güvendik, her aşamada görev verdik ve büyük projeleri gençlere emanet ettik. Çok da iyi yaptık.

Gençlere emanet ettiğinizi söylediğiniz bu projelere bir iki örnek alabilir miyim?

Örneğin 14 Mayıs etkinliklerini gençlere emanet ettik. İstanbul Eczacı Odası'nın düzenlediği etkinlikler içinde, bugüne kadar olan en büyük katılım ile gerçekleşti. Gençler, bakış açımızın ufuklarını genişletti, güncelledi. SMART Eczane projemizi de gençlere emanet ettik mesela. Projeyi omuzlayan, eğitim veren, hocalık yapanlar genç nesil eczacılardı.

Geçen iki yılı anlatıyordunuz…

İstanbul Eczacı Odası'nın 8.322 üyesi var şu an itibariyle ve bunların 4.957'si eczane sahibi eczacı. Bu önemli bir güçtür. Bu gücümüzden meslek örgütlerimizin faydalanmasını sağladık. Hem Merkez Heyetimize, hem Ecza Kooperatiflerimize hem de diğer Eczacı Odalarımıza meslek adına elimizden gelen her türlü desteği verdik ve bu desteklerin mesleğimize kazandırdığı faydaya da şahit olduk.

Bir başka önemli değişikliğimiz; İstanbul Eczacı Odası'nın dağıtmadığı sıralı reçetelerden, reçete katılım paylarını kaldırmış olmamızdır.

Bölge Temsilcilerinin seçimle belirlenmesi, kan ürünü reçete sisteminin şeffaflaştırılması gibi uygulamalarla, daha şeffaf bir yönetim anlayışını hayata geçirdik.

İktidara aday olan her grup seçmenlerine kendisini anlatırken farklılıklarının altını çizer. Sizin farklılıklarınız nelerdir ya da soruyu söyle soralım, eczacı size neden oy vermeli?

Birer cümle ile özetlersek şöyle diyebiliriz; gençlere önem veren, sorunlara vakıf, eczacı örgütleriyle uyum içerisinde çalışan, dürüst, çalışkan ve çözüm odaklı bir ekibiz.

Siz seçmen olsanız neye göre oy verirdiniz?

Mesleki alanda yaşamımı kolaylaştıracak, mesleki sorunlara çözüm üretecek, mesleki değerlerime bağlı politikalar üretebilen, mesleğe gelecek vizyonu çizebilen, bir eczacı olarak her zaman yanımda olacağına inandığım ekibe oy verirdim.

Kongrede aday olan listenizi inceledim, bazı değişiklikler var, basitçe şunu sormak istiyorum; listeden çıkan neden çıktı, giren neden girdi?

Çalışma tempomuz yoğundur, özel hayatınızdan pay kapar, sürekli özveri ister. Diğer yandan özel hayatınızda, aile hayatınızda değişikler olabilir, bazı özel koşullar oluşur ve bu koşullara uymak, zaman ayırmak zorunluluğu doğar. Şunu söyleyebilirim, çıkan kimse kırgınlıkla gitmedi. Biz büyük bir aileyiz ve seçimler için herkes var gücü ile çalışıyor. 

Bir önceki oda başkanı ve seçimlerdeki rakiplerinizden Semih Güngör ile bir tartışmanız oldu, hayli sert sözler söylendi karşılıklı. Semih Beyin içinde sert ifadeler de olan son açıklamasına da cevap vermediniz. Ne diyorsunuz?

O tartışma hiç yaşanmamalıydı.

Seçimle ilgili mevzuatı gözden geçirirken, genel kurula katılmamanın veya oy kullanmamanın bir cezasının olduğunu gördüm yasada. Bu ceza hiç uygulandı mı?

Hayır hiç uygulanmadı.

Zaman zaman Semih beyi,kendi dönemindeki kavga eden üslubu ile eleştirdiniz. O gruptan kişilerle konuştuğumda ise ses yükseltmenin hak aramak için zorunlu olduğu gibi görüşlerle karşılaştım, sizin tavrınızın taviz verici, uyuşmacı olarak değerlendirildiğine rastladım, bu görüşü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu bir kişisel ve yönetsel anlayış farkıdır. Biz meselelerin kavgadan ziyade diyalog ile çözülebileceğini düşünüyoruz. Bu yöntemle çok ciddi sonuçlar aldık. Bizim farkımız; çözüme odaklanmak, haklı olduğumuz ve kurumsal iletişim ile çözemediğimiz noktalarda hukuki ve demokratik mücadele alanlarını sonuna kadar zorlamaktır.

Çarşamba günü (20.09.2017) röportajın 2. bölümünü sunuyoruz; muvazaa konusu ve diğerleri..

Röportajın 2. bölümü için tıklayınız


Facebookta paylaş Twitterda paylaş


Bu haberleri de okumak isteyebilirsiniz :

Okuyucu yorumları
Bu habere henüz yorum girilmemiştir.
Yorum yaz