Bir eczacının nöbet notları.. "İşte hayatınız, işte hayatımız..!"

bir-eczacinin-nobet-notlari-iste-hayatiniz-iste-hayatimiz

Bir eczacının pazar nöbetinde tuttuğu notlar sosyal medyada büyük ilgi gördü..


17 Nisan 2019 01:00

Derler ki ünlü Fransız yazarı La Fontaine, masallarını (fabl) Pariste bir berber koltuğunda saatler boyu oturup, dükkana gelen insanların davranışlarını gözleyerek aldığı ilhamla yazarmış.

Bir nöbet gününde veya gecesinde bir eczane de, insan davranışlarını gözlemek, tespitlerde bulunmak için mükemmel bir ortam.

Eczacımız da aynı şeyi hissetmiş olmalı ki, bir pazar nöbetinde yaşadıklarını, gözlemlerini kayda dökmüş. İster eczacı, ister teknisyen, ister hasta olun, okumayı bitirdiğinizde eminiz siz de aynı şeyi söyleyeceksiniz.. "Ne kadar haklısın.."     

Sosyal medyada büyük ilgi gören eczacının nöbet notlarını sunuyoruz;

Geçen Pazar, pazar nöbeti vardı. Pazar nöbetleri genelde yoğun geçer. Nöbet tutarken sizlerle paylaşmak için notlar aldım. Buyurunuz, okuyunuz efendim...

Herkesin işi çok acele ve herkesin hastalığı en önemli.

Eczanenin yerini tarif ederken anladım ki ben de dahil olmak üzere milletçe sağımız, solumuz yok

Gelenlerin çoğunluğu doktorlara laf etti. Sanırım acil doktorlarından daha fazla bilgi sahibi halkımız var.

Fitil, merhem, krem formundaki ilaçları illa tok kullanacaksanız kullanın da ısrar etmeyin ‘’aç mı, tok mu’’ diye..

"Gece yatarken içilecek"’ diyorsak da aç/tok fark etmez. Allah aç yatırmasın cümlemizi...

"Sabah aç içilecek"’ diyorsak gerçekten sabah aç içmelisiniz. Kahvaltı sonrası ‘aç’’ olmadığınız gibi öğleden sonra da ‘’sabah’’ değildir.

Muayene parasını kaç yıldır eczanelere ödüyorsunuz. Mantıksız mı? Evet, bizce de...

Muayene parasını sonra ödeyemezsiniz. İlaç almak için ödemek zorundasınız. Niye mi? Bilmiyoruz, öyle...

Muayene tahsilatçısı mıyız ? Evet, yakında vergiyi de bize toplatırlarsa şaşırmayacağız.

Yine mi sistem bozuk diye söylenirseniz valla çok bozulurum. Haftanın bir kaç günü çalışmasa da, en yoğun zamanlarda onay vermese de arada çalıştığı oluyor. Ben bir kaç defa denk geldim, tüm gün çalıştığı oldu..

Her doktorun yazacağı ilacı, hele de yazılanın aynısını bulunduracak olsak 500 m2lik alan bile yetmez. O nedenle ‘Niye bu ilaç yok?’’ diye sorarsanız ben de evinize gelir ve havyar, bahçıvan makası, pos cihazı var mı diye sorarım.

Aktardan, internetten, televizyondan aldığınız ürünleri bize getirip nasıl kullanılır diye sormayın. Hele yan etkileri ile ilgili hiç gelmeyin. Almasaydınız. Karşınızda duran, kanlı canlı eczacınıza değil, telefon reklamlarına aldanarak aldığınız o tırışka ürünlerin hesabını kim sattıysa ona sorun.

Kalsiyum, demir, balık yağı bitkisel değildir. Henüz bitkiler balık yağı ve mineral üretemiyor. Belki ilerleyen yıllarda başarabilirler.Kim bilir...

İlaçları sevmiyorsanız, sevmeyin. İlaç zaten sevilmez, ihtiyaç anında kullanılır. Tuvalete gitmeyi çok mu seviyorsunuz?

Bu ilaçlar kimyasal diyorsunuz ya en çok ona gülüyorum. Kimyasal olmayan bir şey gösterin, arabamı veririm. Su bile; iki hidrojen , bir oksijen...

"İlaçlar yapay" diyorsunuz ya olmayan bir şeyi yapabilsek altın üretiriz ve eczacılıkla uğraşmayız.

Telefonla yer tarif ederken, bilgisayarda reçete giriyor ve ilaçların üzerine kullanışı yazarken, poşet açıyor olsak da eczacılar da insandır. Telefonda konuşuyorken, sizinle de konuşamaz.

Bitmedi, ama şimdilik bu kadar... Siz bu arada sağlık ve güzellik ile ilgili her şeyde; ECZACINIZA DANIŞIN.


Facebookta paylaş Twitterda paylaş


Bu haberleri de okumak isteyebilirsiniz :

Okuyucu yorumları
Bu habere henüz yorum girilmemiştir.
Yorum yaz